Trilye: Hasan Abi'nin ufacık tefecik tarih dolu zeytin kokulu sahil kasabası

Mudanya'nın azıcık ilerisinde zeytin ağaçlarıyla kaplı ufak bir sahil kasabası gibi görünen Trilye aslında tarihi eskilere dayanan ve vakti zamanında Rumların yaşamış olduğu bir yer. Trilye adının nerden geldiğine dair çeşitli rivayetler var: ilkine göre Hristiyan din adamları İznik'te toplanmışlar, üç rahip başpsikopasa ter düşüp afaroz edilmiş ve bu bölgeye gelmişler. Bundan sonra bölgeye afaroz edilen üç papazı simgeleyen (tri:üç + ilya:papaz) Trilya denilmiş. Diğer bir rivayete göre ise bu bölgede Barbun balığı çok çıkıyormuş ve Trilye Barbun balığı demekmiş. 1963 yılında ise bölgenin adı Zeytinbağı olarak değiştirilmiş.


Trilye yolculuğumuz sabahın erken saatlerinde başladı. 2 saatlik feribot yolculuğunun ardından Güzelyalı'ya vardık. Güzelyalı'dan Mudanya, Mudanya'da kısa bir gezintinin ardından, karnımız iyice acıkmışken Trilye'ye ulaştık. Sahilde balıkçılar var, tercihimizi yat limanı sonundaki Taşmahal'den yana kullandık. Susamlı levrek simidi ve deniz mahsullü pazı sarma gibi yeni lezzetler denedik. Keyifli bir yemekten sonra başlasın Trilye turu...

Trilyeye gitmeden önce internetten bakıp görelim dediğimiz bir kaç yeri ararken Trilyeli Hasan Abi'nin turunda bulduk kendimizi. Hasan Abi Trilyeli bir zeytinci ve gelenlere Trilye'nin tarihini 90 yaşında vefat eden babaannesinin yaşanmışlıklarıyla birlikte anlatıyor. En başta birbirimize bakıp ne yapıyoruz bu kafilenin içinde diye düşündük ama keyifli oldu. 

Hasan Abi ile ilk durağımız kiliseden bozma cami. Trilyede uzun yıllar Rumlar yaşamış. Aya Todori kilisesi Türklerin fethinin ardından Fatih Cami olmuş.

Trilyenin en dikkat çekici bir o kadar da üzücü yapılarından biri olan Taş Mektep nihayet karşımızda. Trilye'nin okulu, yetimhanesi kaderine terk edilmiş yıkılmayı bekliyor ne yazık ki. Hasan Abi Taş Mektep önünde hafif sitemle devletin yardımda bulunmadığını söylerken bizde de suç var bakmadık diyor. Devlet buranın tadilatını belediyeye vermiş çünkü Hasan Abi'ye göre halkın okuyup bilinçlenmesini istemiyorlar. Hasan Abi kafilenin alkışını aldıktan sonra yola devam ediyoruz.


Daracık sokakları, Rumlardan kalma eski evlere bakarak bir bir gezdik. Hasan Abi zamanında Rumlarla mutlu mesut yaşadıklarını anlatıp bizi o zamanlara götürdü.


Trilye'den ayrılmadan önce bir de tepeden bakalım dedik ve Çamlı Kahve'ye çıktık. Manzaraya karşı soğuk bir gazoz içerek yorgunluğumuzu attık gitti.


Trilye'de gün sona eriyor. Trilye çarşısına uğrayıp hediyeliklere bakıyoruz ve Trilye'nin lezzetlerini yanımızda götürmek için köylü pazarına uğrayıp yöreye özgü kırma zeytin ve zeytinyağımızı alıyoruz.


Güzel bir pazar günü daha geride kaldı, iş başı yapmak için İstanbul'a dönüş vakti geldi.

0 yorum: