Hepimizin yeni yılı kutlu olsun!

2010'un son yazısı tabi ki yeni yıl kutlaması olmalı dedim ve kutluyorum, HEPİMİZİN YENİ YILI KUTLU OLSUN! Bu sene yılbaşı hazırlıkları bizim eve de uğradı. Günün mönüsü, oyunları, hediye çekilişleri, ortak hayalleri gerçekleştirmek için alınan milli piyango biletleri, ev süslemeleri ve daha bir çok şey önceden planlandı. Artık hazırız... Heyecanla 2011'i bekliyoruz. Bakalım 2011 bize neler getirecek? Bence hepimize MUTLULUK getirsin....

Meraklısı İçin Öyle Bir Hikaye

Geçtiğimiz hafta tiyatro dolu bir hafta oldu bizim için. Haftada iki oyun. Önce Meraklısı İçin Öyle Bir Hikaye ve ardından Merhaba Hoşçakal. Aile dostlarımız :) Seda ve Tolga ile birlikte Üsküdar Kerem Yılmazer Sahnesi'nde Naşit Özcan'ın tek kişilik oyunu Meraklısı İçin Öyle Bir Hikaye'yi izledik. "Savaş Dinçel, Türk edebiyatının en önemli kalemlerinden Sait Faik'in öykülerinden, anılarından, yazılarından yola çıkarak onun şahitliğinde dolu dolu...

Merhaba Hoşçakal

Yazmayalı bir ayı geçmiş bile. Çok belirgin bir nedenim yoktu aslında ama elim varmadı nedense. Her neyse yeniden geldim işte :) 16 Aralık akşamı, yurttaki çılgın oda arkadaşım Pınar ve eşi Murat ile birlikte Üsküdar Kerem Yılmazer Sahnesi'nde Athol Fugard'ın yazdığı Taner Barlas'ın yönettiği Merhaba Hoşçakal adlı oyuna gittik. Merhaba Hoşçakal, yıllar sonra eve dönen Hester’in, erkek kardeşi Johnnie’yle yaşadığı birkaç saat süren aile içi hesaplaşmasını...

Bu dünyaya asla öylesine gelmedin ve bir gün asla öylesine veda edip gitmeyeceksin

Düşündün mü hiç?Seni her sabah yatağından neyin uyandırdığını?Her gün nereye doğru, neden gitmekte olduğunu?Bu hayatın ne için yaşandığını?Varlığının yaşamın bir yerinde, bir şeyleri hiç değiştirip değiştirmediğini?Adına yaşam denilen bu büyük armağanın sana neden verildiğini? Düşündün mü hiç?Bugüne kadar hangi yolları izledin?Kimlerin yaşamlarına dokundun?Dokunuşlarınla onların hayatlarında neleri değiştirdin?Sevginle nelerin değerini çoğalttın?Kimlerin seni gördüğünde içleri neşeyle doldu?Onlara her zaman sevip, anlamlarını hiç bir zaman...

Işık ve suyun dansı

Bir Müslüman evinin avlusuna giriyor, karanlık ve rutubetli bir merdivenin son basamağına kadar iniyor ve kendimi İstanbul halkına göre nasıl bittiği bilinmeyen Bizans'ın büyük Basilika Sarnıcı'nın kubbeleri altında buluyorum. Karanlığın verdiği dehşeti daha da arttıran çivit renkli bir ışıkla yer yer aydınlanmış, yeşilimsi sular, kara kubbelerin altında kayboluyor, üzerinden sular sızan duvarları parlıyor ve her tarafta, budanmış bir ormandaki...

Osman'ın ailesini bulmaya gitmiştik ama beklemediğimiz akrabalarıyla karşılaştık

Biricik balığımız Osman'ın bize verdiği balık sevgisiyle Turkuazoo'ya Osman'ın akrabalarını görmeye gittik :) Varlığından haberdar olmadığımız çeşitli iklimlerden getirilmiş bir çok balığı bir arada görme fırsatı bulduk. Balıkların hepsinin ayrı bir özelliği var. Kiminin dudakları, kiminin kuyruğu, kiminin de yüzgeçleri başka Bambaşka biçimlerde ve renklerde olan bu balıkların ortak özelliği taşların çevresinde gezinmeleri. Hepsi birbirinden...

Kapalı kapılar ardında saraylara layık insanlar

 Sultanahmet Camii'nden sonra kendimizi saraylara layık bulduk :) ve Topkapı Sarayı'na gittik. Topkapı Sarayı'nda iç mekanlarda çekimin yasak olması nedeniyle sadece dış mekan fotoğraflarımızı paylaşabileceğim sizlerle. Duvarların ardında bir yer olarak gözüken ama içerden bakınca bambaşka duran saraya kuleler arasında geçerek giriyoruz. Olabildiğince geniş ve özenli bir avlu. Sarayda yaşayan küçük çocukların buralarda koşturduklarını...

Tarihi Yarımada'da ilk durağımız Sultanahmet Camii

Müzekartımız var hadi bir de tarihi yerleri gezelim diyerek dostlarımız Başak & Suat'la birlikte kendimizi tarihi yarımada'ya attık. İlk durağımız Sultanahmet Camii. Ana giriş kapısından geçerek turumuza başlıyoruz. Sultanahmet Camii geniş avlu içerisinde tüm heybetiyle karşılıyor bizi. Kubbeler ve 6 minareli olması camii'nin dışardan göze çarpan ilk görüntüsü (Fotoğrafta 6 minare yer almasa bile Sultanaehmet Camii ilk...

Botanik Bahçe: Otoban kenarında böyle bir yer olması imkansız gibi gözükse de gerçek

Son güneşli günleri yaşarken hala gitme fırsatı olabileceğini düşündüğüm için çok beğendiğim botanik bahçeyi sizle de paylaşmak istedim.1995 yılında Ali Nihat Gökyiğit tarafından eşi Nezahat Gökyiğit adına hatıra parkı oluşturulmak amacıyla kurulmuş, daha sonra amaç değiştirilerek, bir botanik bahçesi olma yolunda çalışmalara başlanarak 2002 yılında halkın ziyaretine açılmış. Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi, Türkiye’de eğitim birimine sahip olan...

2 yıl önce bugün alyanslarımızı taktık

Bugün bizim nişanlandığımız gün.2 yıl önce bugün alyanslarımızı bir daha çıkarmamak üzere taktık. 1 Ekim 2008’de, Kızımız Ayşin oğlumuz Eray’a istendi,Bizim kızımız sizin kızınız, sizin oğlunuz da bizim oğlumuz denerek ailelere birer kişi daha eklendi,Bu mutluluğun üzerine kahveler içildi - Damada acı/tuzlu/sirkeli kahve geleneği atlanmadı, Kırmızı kurdeleyle bağlı olan alyanslarımızı birbirimize taktık,Ve bizi bağlayan kırmızı kurdele nişanın sembolü...

Cunda: Ayvalık adalarının en şirini

Cunda adası Ayvalıkta bulunan irili ufaklı adalar arasında yerleşim olan tek ada. Sahil kenarına yerleşmiş balıkçılar ve cafeler, yolu dik kesen ve hediyelik eşyaların yer aldığı ara sokaklar var Cunda’da. Bu şirin adaya bir akşam gitme fırsatı bulduk. Sahil kenarına yerleşmiş balıkçılardan yükselen kahkahalar; herkesin kendini adanın büyüsüne kaptırdığı ve derdi tasayı unutup anın keyfini çıkardığının tanığı. İnsanlar bir yana balıklar bile...

Altınova: Midilli adasına karşı…

Tatil bitti diye düşünürken yine kendimize kısa zamanlar yaratıp mesafeye aldırmadan düştük Altınova yoluna. Altınova adından da anlaşılacağı gibi uçsuz bucaksız ovaların olduğu sakin dinlenme mekanı. Karşı sahilinde boylu boyunca Midilli Adası uzanıyor. Sanki yüzerek gidebilirim hevesine kapılıyor insan bir an. Bu hevese kapılmasının bir nedeni de aslında taşlara kadar olan kısımda derinliğin yok denecek kadar az olması. Bu durum bayanların akşamüstüleri...