Son güneşli günleri yaşarken hala gitme fırsatı olabileceğini düşündüğüm için çok beğendiğim botanik bahçeyi sizle de paylaşmak istedim.
1995 yılında Ali Nihat Gökyiğit tarafından eşi Nezahat Gökyiğit adına hatıra parkı oluşturulmak amacıyla kurulmuş, daha sonra amaç değiştirilerek, bir botanik bahçesi olma yolunda çalışmalara başlanarak 2002 yılında halkın ziyaretine açılmış. Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi, Türkiye’de eğitim birimine sahip olan ve sistemli olarak farklı gruplar için eğitim programları uygulayan ilk ve halen tek botanik bahçesi olma özelliğini de koruyor.
Kuruluş amacını öğrenip bir de üstüne botanik bahçeyi görünce tüylerim diken diken oldu. Eşi adına böyle bir yer yaptırmak ne kadar güzel ve unutulmaz bir hatıraydı. Botanik bahçeyi bir kenara bırakın böyle bir bahçede adıma düzenlenecek bir bölüm bile olsa çok hoşuma giderdi.
Otoyol üzerinde bulunan, daima gördüğümüz bu yeri başlangıçta fidan satışının yapıldığı bir yer sanıyordum. Daha sonra buraya kahvaltıya gidebileceğimizi öğrendik. Bir sabah telefon edip kahvaltı yapabileceğimiz bir yer var mı diye sorduk. Hazır kahvaltı veren bir mekan değilmiş hatta çay bile yok. O zaman biz de evden yiyeceklerimizi alır gideriz dedik ve kahvaltılık malzemelerimizi güzelce hazırladık. Tam bir piknik havası… arabayla hemencecik gidiyoruz, evimize çok yakınmış meğerse.
Gittiğimde sadece fidan satışı yapan bir yer olmaktan çok uzak olduğunu ve burnumuzun dibindeki bu saklı cennete neden daha önce gelmediğimizi düşündüm. O kadar çok beğendim ki bütün gün “burası çok güzelmiş kocam iyi ki geldik” lafını dilimden düşüremedim.
Böyle yerlerde genelde “çimlere basmayınız” yazar ama herkes çimlerin üstündedir. Burda alışıla gelmişin tam tersine “Çimenler üzerinde serbestçe dolaşabilir ve örtü sermeden oturabilirsiniz” yazıyor. Örtü serip oturan kimseyi de görmedim gerçekten. Biz de serbestçe dolaştık çimenler üzerinde, ayakkabılarımızı çıkarıp doyasıya koştuk, yuvarlandık. Tüm enerjimizi toprağa verdik.
Çocuklu aileler için bence çok ideal bir ortam çünkü çocuğunuzun çok güzel vakit geçirebileceği bir yer burası. 23 Nisan 2009’da çocuklara armağan olarak açılan ve 3-9 yaş arası çocukların oynarken, bitkiler dünyası hakkında bilgilenmelerinin amaçlandığı Keşif Bahçesine gidiyoruz. 3-9 yaş arası diyor ama napalım çocukluk bizim içimizde dedik, biz de çocuk olduk ve Keşif Bahçesi’nde çocuklar gibi eğlendik. Bazen çitlembik olduk bazen de takırdak ve bombus gibi ilginç arkadaşlar edindik J
Sadece çocuklar mı gülüp eğlenecek. Biz de onlarla birlikte değişik oyun araçlarında oynarız hatta diğer çocukları bile kovalarız J
Kaç değişik renk çiçek bilirsin? Biraz da renkleri öğrenelim dedik. Çiçekler arasında bulduk kendimizi. Çiçeklerin hepsi birbirinden renkli, hepsi birbirinden güzel. Renklerden kendini almak mümkün değil.
Bu kadar yeşilin olduğu yerde bir de suyun sesini arıyor insan ve çeşitli yerlerde çeşitli şekillerde de buluyoruz. Kimi yerde gölet biçiminde kimi yerde de akan dere olup karşımıza çıkıyor su kaynakları.
Yeşil, pembe, mor, sarı; çiçek böcek; çayır çimen hepsi birbirinden güzel. Botanik bahçede bunların yanında bir de çeşitli bölgelerden toprakların getirildiği kurak alanlar bölümü var. Kurak alanları görünce suyun değerini daha çok anlıyorum ama kurak alanların da bitkisi var tabi, çeşit çeşit kaktüsler.
Botanik bahçede o kadar güzel bir gün geçirdik ki bu gibi bir yere neden daha önce gelmedik diye hayıflandım kendi kendime. Bahçeyi o kadar gezmemize rağmen sanırım daha görmediğimiz adaları da var. Botanik bahçeyi detaylı incelemek için http://www.ngbb.gen.tr/ adresini ziyaret edip benim aktaramadıklarımı da inceleyin bence. Ve hatta yazı uğurlamak üzere olduğumuz son güneşli günlerde gidip görün mutlaka.
0 yorum:
Yorum Gönder